Selâme
- İlk Sözcü Kadın
Selâme, Resûl-ü Ekrem Efendimizin biricik oğlu İbrahim’in dadısı
olan hanımın adıdır. Yani sahabe hanımlardan biridir. Hatta hanımların
çekinip de soramadıkları bir çok sualleri gelip Selâme’ye söyleyerek
sordurdukları da İmam-ı Malik’in naklettiği hadisten anlaşılmaktadır.
Bir gün Resûlullah Efendimizin huzuruna gelen Selâme, rahatça
sualini sorar:
– Ya Resûlallah, sen hep erkeklere müjdeler veriyor, hayırları
erkeklerin yaptıklarını beyan buyuruyorsun. Kadınlara ise böyle
müjdeler vermiyor, hayırlara onların da sahip olduklarını
bildirmiyorsun?
Efendimiz tebessüm ederek dinlediği Selâme’ye şöyle mukabele eder:
– Ey Selâme, bunu sana yanlarında bulunduğun kadınlar mı söylediler?
Selâme çekinmeden cevap verir:
– Evet, onlar söylediler, ben de gelip arzettim.
Efendimiz buyurur ki:
– Ey Selâme, kadınlar erkeklerini razı ettiklerinde müjdeler
alırlar.
Çocuklarına hamile olduklarında müjdeler alırlar.
Büyütme sırasında bakarken müjdeler alırlar.
Yani kadınlar kadınlığa mahsus hizmetleri yaparken, erkeklerin
savaşa gitmelerinde, nöbet tutmalarında aldıkları büyük sevap müjdesini
alırlar.
Yetmez mi bunlar kadınlara, razı olmazlar mı bu sevaplara?
Selâme’nin yüzünde bir sevinç, gözünde bir parıltı görülür bu
sırada. Zira kadınlara beklediklerinden fazla müjdeyle dönmektedir
artık.
* * * Denebilir ki, bu Selâme, saadet asrında hanımların Allah
katındaki yüce mertebelerini açıklatan Selâme’dir. Şayet böyle bir
suali sormasaydı, belki de hanımların hanımlığa mahsus hizmetlerinin
erkeklerin erkeklere mahsus hizmetlerinden aşağı sevaba vesile
olmadığını kimse meydana çıkaramayacaktı. Demek bu Selâme hanımlarında
sözcüsü imiş.