Türkiyenin ANA Forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Türkiyenin ANA Forumu


 
AnasayfaAnasayfa  KapıKapı  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Ahsen-ül Kasas

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 95
Kayıt tarihi : 01/05/08

Ahsen-ül Kasas Empty
MesajKonu: Ahsen-ül Kasas   Ahsen-ül Kasas EmptyC.tesi Mayıs 10, 2008 2:50 pm

Ahsen-ül Kasas


Başlıkta
okuduğumuz terkip, 'Kıssaların
en güzeli' demektir. Bu tâbir,
Kur'ân-ı Kerim'de, Hz. Yûsuf aleyhisselâmın kıssası için
kullanılmıştır.
Bu kıssayı, ya bir tefsirden, veya onunla alâkalı bir kitaptan
okumanızı
tavsiye ederiz.


Bildiğimiz
sebeplerle Kenan diyarından
Mısır'a getirilen Hz. Yûsuf,
Yâkup aleyhisselâmın oğludur. Dedesi Hz. İshak, büyük dedesi de Hz.
İbrâhim'dir.
Hepsi de şirke karşı tevhîdi, küfre karşı îmânı tebliğ etmiş, Allâh'ın
nûrunu kalplere nakşetmek için mücâdele etmişlerdir.


Böylesine
muazzez, mukaddes ve müberrâ
bir nesilden gelen Hz. Yûsuf,
aristokrat bir hayat içinde yüzen Mısır saraylarında; hayâ, edep ve
terbiye
âbidesi olarak insanlara örnek olmuş, aslâ gayr-i meşrû tekliflere
iltifat
etmemişti. Hatta ahlâksızca yapılan îmâ ve baskılara karşı Cenâb-ı
Hakka,
bunlardan kurtarması için yalvarıp, 'Zindan, bunların beni dâvet ettiği
şeyden iyidir Rabbim, dedi.' (S. Yûsuf, 33)


Sonra,
Aziz
ve arkadaşları, Hz. Yûsuf
(a.s.)'un mâsûmiyetini isbat eden
bütün o kat'î delilleri görmelerine rağmen, halkın dedi-kodusunu kesmek
için onu zindana attılar. Hatta onunla beraber, biri hükümdârın sâkîsi,
diğeri de ekmekçisi olmak üzere iki delikanlı daha hapse atıldı. Onlar,
hükümdarı zehirlemeye teşebbüs etmek suçuyla itham olunuyorlardı.


Bunlardan
biri,


-
Ben
rüyamda kendimi şarap için üzüm
sıkıyor gördüm, dedi.


Öbürü
ise;


-
Ben de
rüyamda kendimi başımda ekmek
götürüyor, kuşlar da gagalayıp
yiyor gördüm, dedi. Bize bunların tâbirini haber ver; çünkü biz seni,
iyilik
edenlerden görüyoruz, dediler.


Dahhak
rahımehullah hazretlerine;


-
Yûsuf
aleyhisselâmın iyiliği ne idi?
diye sorulduğunda, şöyle cevap
verdi:


-
O, dâima
iyiliği tercih eder, bütün
hâl ve hareketlerinde güzel ahlâkını
gösterirdi: Zindandaki hastaları ziyaret eder, mahzunlara dost ve
arkadaş
olup onları tesellî eder, yeri dar olanlara genişlik sağlar, muhtaç
olanlara
yardım toplayıp verirdi.


Yûsuf
aleyhisselâm delikanlılara dedi
ki:


-
Size
rüyanızda rızık olarak yiyecek
bir şey gelecek oldu mu, ben muhakkak
onun ne olduğunu, daha size gelmezden evvel rüyanızı tâbir eder, haber
veririm.


Dikkat
edilirse, Yûsuf aleyhisselâm
onları, kendisine sorulanlara cevap
vermezden evvel, tevhîde dâvet ve doğru yola irşad etmek istiyor. Bu
dâvet
ve tâbirinde doğruluğuna delâlet etmek üzere de, gaybden haber verme
mûcizesini
anlatıyor. Zira bütün peygamberlerin, peygamber olduklarını isbat için
mûcize göstermeleri gerekir.


Yûsuf
aleyhisselâm konuşmasına devam
ederek şöyle diyor:


-
Bu,
Rabbimin bana öğrettiği
ilimlerdendir. Çünkü ben, Allâh'a inanmayan,
âhireti de inkâr eden bir kavmin dînini terk ettim. Atalarım İbrâhim,
İshak
ve Yâkub'un dînine uydum. Allâh'a herhangi bir şeyi ortak koşmamız
bizim
için doğru olmaz. Bu tevhid, bize ve bütün insanlara Allâh'ın bir
lûtfudur;
fakat, insanların çoğu buna mukabil şükretmezler.


Ey
Benim
zindan arkadaşlarım, düşünün
bir kere; darma dağınık birçok
rabler mi iyi, yoksa her şeyi hükmü altında tutan ve kahredici olan bir
tek Allah mı?


Sizin
onu
bırakıp taptıklarınız,
kendinizin ve atalarınızın takmış oldukları
kuru, mânâsız ve boş isimlerden başkası değildir. Allah, onların
gerçekliği
hakkında hiçbir delil indirmemiş, onlara hiçbir güç vermemiştir. Hüküm,
yalnız Allâh'ındır. O, yalnız kendisine ibâdet etmenizi emretmiştir.
İşte
dosdoğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler.


Ey
zindan
arkadaşlarım, rüyalarınıza
gelince; biriniz efendisine şarap
içirecek, diğeri ise asılıp tepesinden kuşlar yiyecektir. İşte hakkında
fetvâ istemekte olduğunuz mes'ele, böylece olup bitmiştir.


Bundan
sonra
Yûsuf aleyhisselâm, bu iki
delikanlıdan, kurtulacağını
bildiği kimseye yani sâkîye dedi ki:


-
Beni
efendinin yanında an, benden
bahset.


Fakat
şeytan, efendisine onu anlatmayı
unutturdu. Bu yüzden Yûsuf aleyhisselâm,
daha nice yıllar zindanda kaldı. (S. Yûsuf, 35-42)


Yani
Hz.
Yûsuf, Allah'tan başkasından
yardım istediği için, beş yıllık
mahpusluktan sonra, yedi yıl daha hapiste kaldı. Zira böyle bir istek
ümmetten
herhangi bir fert için gayet normal olmakla birlikte, bir peygamber
için
münasip değildi.


Onun
zindanda kaldığı 12 sene âyet-i
kerimedeki 'üzkürnî ınde rabbik'
kavl-i keriminin harflerinin miktarına müsâvidir. Bu 12 adedinde daha
başka
acâib sırlar da vardır:


Burçlar,
aylar on ikidir. 'Lâ ilâhe
illallah' ve 'Muhammedün Resûlüllah'ın
asılları da on ikişer harftir.


Kezâ
Yâkup
aleyhisselâmın oğulları da
12 idi. (Rûhu'l-Beyan)


Yûsuf
aleyhisselâm, Mısır'ın iktisadî
bakımdan en kritik bir devresinde
yani yedi sene süren kıtlık yıllarında hazînenin başına geçmiş ve
önceden
aldığı tedbirlerle ülkeyi bir bâdireden kurtarmıştır.


Hz.
Yûsuf,
bu güzel hizmeti yapmayı,
bizzat kendisi tercih etmiştir.
İlk bakışta, peygamberlik makamında bulunan bir zâtın Mısır
Hükümdârı'nın
emrinde (bugünkü tâbirle) Mâliye Bakanlığı yapması garip
karşılanabilir;
fakat, insanlığa iktisadî yönden bir hizmet verirken, kazandığı
sevgi-saygı
ve hüsn-i zanla en müessir bir şekilde İslâm'ı tebliğ, telkin ve tâlim
etmesi, kısacası o milleti maddî-mânevî tehlikelerden beraberce
kurtarması,
ibret ve ders alınacak bir husustur.


Onun
içindir ki, Kur'ân-ı Hakîm'de
Yûsuf aleyhisselâmın kıssasına, kıssaların
en güzeli mânâsında, 'Ahsenü'l-Kasas' tâbir edilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://turk.forumotions.net
 
Ahsen-ül Kasas
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Türkiyenin ANA Forumu :: •Din• :: Dini Hikayeler-
Buraya geçin: